web
stats
İSTANBUL MÜFTÜLÜĞÜ - VAKIFLAR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ ERİŞİLEBİLİR İST. KOORDİNASYON TOPLANTISI

Tarihi ve Kültürel Varlıklar ile İbadethaneler de Erişilebilir Hale Geliyor

 

Herkes İçin Erişilebilir İstanbul Koordinasyon Kurulu 49. Toplantısını İstanbul Büyükşehir Belediyesi Zeytinburnu Sosyal Tesislerinde gerçekleşti. 49. Toplantının ana gündem maddesini ise İstanbul’da tarihi ve kültürel varlıkların erişimi ile "İstanbul Müftülüğü Erişilebilirlik Uygulamaları" oluşturdu.
 

Herkes İçin Erişilebilir İstanbul Koordinasyonu Toplantısının açılış konuşmasını Herkes İçin Erişilebilir İstanbul Koordinasyon Kurulu Başkanı Y. Mimar Müberra Kavak Kara yaptı. Sözlerine 5378 sayılı kanunun gerekleri ile başlayan Kavak; kanunun tanıdığı sürenin dolmasına az kalmasına rağmen süreyi kısa görmemek gerektiğini belirtti. Önemli olanın çözüm odaklı hizmet olduğunun altını çizen Kavak; Herkes İçin Erişilebilir İstanbul Koordinasyon Kurulu olarak İstanbul’u sosyal yaşamın her yönüne çözüm olabilecek şekilde erişilebilir hale getirmeye çalışıyoruz, dedi. 49. Toplantının da bu vesileyle çok anlamlı olduğuna dikkat çeken Kavak; Herkes için kültürel gelişimin sağlanması ve manevi ihtiyaçların karşılanması amacıyla toplantıda İstanbul Müftülüğü’nün erişilebilirlik hizmetleri ile tarihi ve kültürel varlıklara erişim konularının işleneceğini ifade etti. İstanbul’un tarih ve kültür eserleri yönünden tek başına bir hazine olduğunu bildiren Kavak; bu kültürel miras ve değerlere özürlü bireylerin de ulaşabilmesi için İstanbul Müftülüğü, İstanbul Projeler Daire Başkanlığı ve Vakıflar Bölge Müdürlüğü temsilcilerinin yapılan erişilebilirlik çalışmalarına ilişkin bilgiler aktaracağını söyledi.


Allah, insanları, şekillerine, suretlerine göre değil kalp ve eylemlerine göre değerlendirecektir.

 

Toplantının ikinci konuşmasını gerçekleştiren İstanbul Müftü Yardımcısı Abdurrahman Binbir,  Hazreti Muhammed Aleyhüsselamı Vesselemin insana olan bakışını ortaya koyan “İnsan saygı ve hürmete layıktır”, hadisiyle konuşmasına başladı. İnsanı insan yapan özellikler vardır, diyen Binbir; temel olarak gönül ve zihin kaidesinin dışında kalanlar insan için ne üstünlüktür ne de eksikliktir, dedi. Gerçek üstünlüğün takvada olduğunu belirten Binbir, Allah insanları suretlerine şekillerine görünüşlerine göre değil kalplerine göre ve eylemlerine göre değerlendirecektir. Bizim malımız mülkümüz, suretimiz dinimizde bir değer ifade etmiyor, bilgilendirmelerini yaptı.  Hucurat süresinin 13. Ayetinden örnek vererek konuşmasına devam eden Binbir şu açıklamaları yaptı: “Hucurât suresinin 13. ayetinde “Allah katında en üstün olanınız en muttaki olanınızdır. Bu ayetten de anlaşılacağı üzere Allah (c.c.) katında derecelendirme, insanın cinsiyeti, ırkı, rengi, medeni hali, dünya hayatındaki mevkisi, zenginliği vb. özellikleri ile değil, kişinin takva sahibi olup olmamasına göredir.  Kişinin değeri takva sahibi olması itibarıyla üstünlüğünü gösterir. Peygamberimiz engelli engelsiz hiç ayrım yapmamıştır. Engellilerin yeteneklerini değerlendirmiş ve onların yapabileceklerine göre vazifeler vermiştir. Peygamberimiz zamanında engelliler büyük görevleri üstlenmişler ve bunları başarıyla yerine getirmişlerdir.” 

 

Braille Alfabesi ile Kur'an Eğitimlerine Başladık

 

Yapmış olduğu sunumdan örnekler vererek konuşmasına devam eden Binbir;  özürlü haklarını hutbelerde, vaazlarda konu alındığına dikkat çekerek amaçlarını, erişilebilirlik konusunda toplumu bilinçlendirmek, bu noktada duyarlılık kazanılmasını sağlamak olarak açıkladı. İstanbul Müftülüğü olarak, özürlü vatandaşlara verilecek eğitimler için öncelikle kendi personellerini eğittiklerini ifade eden Binbir; bu çerçevede özel seminer ve kurslar düzenlediklerine vurgu yaptı.  Görme özürlüler için 48 müftülük personeline Braille alfabesi ile ‘Kur’an Kursu’ verildiğini bildiren Binbir, eğitimlerle ilgili açıklamalarına şu şekilde devam etti; “İstanbul’da iki Kur’an kursunda da görme engelliler için braille alfabesi, braille kabarta harita ile Kur’an öğrenimi eğitimleri verilmeye başlandı. İşitme engellilerin dini bilgileri öğrenebilmeleri ve ibadetlerini doğru bir şekilde yapabilmeleri amacıyla Türk İşaret Dili ile eğitimler veriyoruz. İşitme engellilere yönelik düzenlenen ‘Türkçe İşaret Dili’ kursuna da 48 personelimiz katılmıştır. Hutbelerimizde de Türk İşaret Dili ile çeviriler yapıyoruz. Görme özürlülerin de aynı şekilde manevi potansiyelini arttırmak ve inançlarını doğru bir şekilde yaşayabilmeleri amacıyla Braille alfabesi ile Kur’an ı Kerim Eğitimleri veriyoruz.

 

Görsel ve işitsel Teknolojik Uygulamalarla Müzeleri de Erişilebilir Kılıyoruz

 

Vakıflar Müdürlüğü olarak erişilebilirlik çalışmalarını sadece camilerde gerçekleştirmediklerini değinen Olcay, müzelerde de ciddi çalışmalar yaptıklarını anımsattı.  Müzeleri erişilebilir kılmak için özel bir çalışma yaparak görsel ve işitsel teknoloji uygulamalarıyla müzeleri erişilebilir hale getirdiklerine değinen Aydın; Proje kısıtlamalarının temelinde ise tarihi yapıların zarar görmemesi hassasiyetinin olduğunu ifade etti. Bütün kurumların, sivil toplum kuruluşlarının Vakıflar Bölge Müdürlüğüne getirecekleri tekliflere açık olduklarını bildiren Aydın; “Yapılacak önerilere açığız, projelerde de bunları değerlendirmeyi isteriz.  İşitsel ve görsel yönlendiricilere çok önem verilmeli çünkü bu öğeler olmadıkça engellilerin mevcut esere ulaşımı mümkün olmuyor. Erişilebilirlik sadece mekanın fiziki sınırlarıyla ilgili bir konu değil. Kullanılan toplu taşıma araçlarından yolların kaldırımların erişimine bir bütün halinde birbirini etkiliyor”, dedi. 

 

Erişilebilirlik Konusunda Yeni Fikirlere Yeni Yaklaşımlara İhtiya Var

 

Bu işaretleme üzerine tekrar söz alıp konuşma yapan Tarihi Çevreyi Koruma Müdürü Cem Eriş; “Tarihi varlıklar üzerinde çalışma yapmak çok zor. Örneğin bir caminin üzerinde hissedilebilir yüzey uygulama çalışması yapmanız lazım veya bir merdiven monte etmelisiniz; ama bu tarihi dokuyu bozuyor, diye onay almıyor. Kurul buna müsaade etmiyor. Kurul elbette ki müsaade etmiyor; çünkü tarihi varlığa yapılacak her müdahaleyi tahribat olarak düşünüyor. Tarihi varlığa erişim onun sorunu değil, çözümü düşünmüyor, o sadece korumakla yükümlü. Böyle olunca süreç sekteye uğruyor. Dolayısıyla yeni fikirler geliştirmeli artık yeni yaklaşımlar sergilemek durumundayız, yenilenmeliyiz”, açıklamalarını yaptı.

 

İbadet Hakkı Parayla Ölçülemeyen Çok Özel Bir Haktır

 

Türkiye Görme Özürlüler Derneği Genel Başkanı Bülent Kelleci de toplantıda ibadethanelerin erişilebilirliği üzerine bir konuşma gerçekleştirdi. Yurt dışında imitasyon veya reprodüksiyon çalışmalar ile sanat eserlerinin görme özürlülere teşhirinin sağlandığını ifade eden Kelleci; Benzer uyarlamaların Türkiye’de de yapılabileceğini bildirdi. Erişilebilirlikle ilgili çözümler uygulanırken engellilere de taleplerinin sorulması gerektiğini her toplantıda dile getirdiğini ifade eden Kelleci; “Cami çok özel bir yapıdır, bir yüzü kıbleye diğer yüzü insana dönüktür. Bu yüzden bu mekânlara en zor durumda olan insanların erişmesi haktır, gerekliliktir, sorumluluktur, ifadelerini kullandı. İnanan insan için en özel mekânların mabetler olduğuna dikkat çeken Kelleci, bu sebeple sorumluluğun sadece Vakıflar Müdürlüğüne bırakılmamasını istedi. Yurt dışında pek çok kiliseyi de ziyaret ettiğini, kiliselerde erişim engeliyle karşılaşmadığını belirten Kelleci, ibadet hakkının parayla ölçülemeyen çok özel bir hak olduğunun altını çizdi. Bir gün bir körün diyanet işleri başkanı olmadığı sürece bu sorunların çözülebileceğine inanmadığını ifade eden Kelleci, ibadet hakkı konusunda şu açıklamaları yaptı: “Hiç kimse kimseden üstün değildir, diyoruz; fakat bunu da özürlüler söz konusu olduğunda diyoruz, bu baştan bir eşitsizliği bir teselliyi yansıtıyor adeta… Günümüze kadar herkes camiye gidebilirdi ama özürlü gitmese de olurdu. Varsayalım ki özürlüye namaz farz olmasa dahi, vakit namazlarına, bayram namazlarına gitmesek dahi cenaze namazlarına da mı gitmeyeceğiz. Cenaze namazlarına gidebilmeli eşimizi dostumuzu sevdiklerimizi son yolculuğuna uğurlayabilmeliyiz. Bu sebeple bu çok tarifsiz bir hak, tarifsiz bir vebaldir. Yapılan çözümlerde gelin bize sorun, beraber düşünelim, beraber ortaklaşa çözümler üretelim ve gerçek çözümler üretelim.”

 

Görme Özürlüler için Camilerde Özel Düzenlemeler Yapılmalı 

 

Tarihi eserler ve anıtlara erişim konusunda mutlaka standartların belirlenmesi gerektiğine dikkat çeken Doğanay, Belirlenen standartlara uyulmadan o konuda hizmet yapılmaması şartını koştu. Görme özürlülerin camide kıbleyi bulmakta, camiden çıkarken ayakkabılarını bulmakta zorluklar çektiğine değinen Doğanay; Diyanet İşleri Başkanlığı ve imamların bu konuda özel bir çalışma yapmasını istedi. Hissedilebilir yüzey uygulama ve kabartma levha yardımcı olacaktır. Camilerde ayakkabılıklar için özel çalışma yapılmalı, bir numaralandırma sistemiyle ayakkabıların bulunması konusunda görme özürlülere bir çözüm sunulmalıdır. Görme özürlüler için hssedilebilir yüzey üretimi yapılması bu anlamda önemli. Herşeyden önce cemaatle bilinçlendirilmeli ve öyle problemler çözülecektir, diyorum. 

 

50. Toplantı 9 Şubatta gerçekleşiyor

 

Toplantının son konuşmasını gerçekleştiren Y. Mimar Müberra Kavak Kara, ibadet hakkının ve zihinsel gelişimin en temel hak ve hürriyetlerden olduğunu ifade ederek, toplantının bu yönüyle çok anlamlı geçtiğini belirtti. Herkes İçin Erişilebilir İstanbul Koordinasyonu olarak erişilebilirliği tüm yönleriyle ele alarak bütüncül çözümlere ulaşmayı amaçladıklarını bildiren Kavak, Bir sonraki toplantının 9 Şubat tarihinde olacağı bilgisiyle toplantıyı sonlandırdı.